İngiltere’de, Çinli sanayi grubu Jingye bünyesindeki British Steel’in çelik üretim tesisinin kapanma aşamasına gelmesiyle başlayan ve hükümetin müdahalesiyle yeni aşamaya geçen kriz, ülkenin çelik sektöründeki kırılganlıklarını gözler önüne serdi.
Jingye’nin günlük 700 bin sterlini bulan mali kayıplar yaşadığı ve destek konusunda hükümetle anlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle geçen ay İngiltere Scunthorpe’daki çelik üretim tesisini kapatmak için istişare sürecini başlattığını duyurmasının ardından İngiliz hükümeti, alışılmadık adım atarak acil yasayla çelik üretim tesisinin kontrolünü aldı.
Hükümetin ülkenin son ham çelik üretim tesisinin kontrolünü alması sonrasında yüksek fırınlarda üretimin durmasını önlemek amacıyla ihtiyaç duyulan ham maddeleri sağlamak için önemli bir süreç yaşandı.
İngiliz hükümeti, tesisi kurtaracak ve üretimi birkaç hafta sürdürecek gerekli ham maddeleri ABD’den tedarik ettiğini duyururken tesiste üretimin uzun vadede devamı için ham maddelerin sürekliliğinin sağlanması kritik önem arz ediyor.
Scunthorpe’daki tesiste yüksek fırınların durması halinde İngiltere, ham çelik üretim kapasitesini tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bu kapsamda British Steel’e ilişkin bu kriz süreci devam ederken bu tesisin ve aynı zamanda İngiltere çelik üretim sektörünün geleceğine ilişkin belirsizlikler ana gündem maddelerinden biri haline geldi.
Jeopolitik gerilimlerin yaşandığı ve yerli çelik üretiminin ulusal ekonomiler için vazgeçilmez hal aldığı bu dönemde İngiltere’nin de altyapı ve konut yatırımları, temiz enerji dönüşümü ve savunma sanayisi gibi birçok sektördeki planlarını gerçekleştirebilmesi için yerli çelik üretimine ihtiyacı artıyor.
Çelik sektörü, yapısal sorunların baskısı altında
AA muhabirinin İngiliz çelik sektörü birliği UK Steel verilerinden derlediği bilgilere göre İngiltere, halihazırda çelik ihtiyacının yüzde 68’ini ithalat yoluyla karşılıyor. Bu durum çelik kullanılan kritik sektörleri küresel arz şokları ve jeopolitik riskler karşısında savunmasız bırakıyor.
İngiltere Parlamentosu verilerine göre ise çelik sektörü, ülke ekonomisine 2024’te 1,7 milyar sterlin katkı sağladı ve 37 bin kişiyi doğrudan istihdam ediyor. Çelik sektörünün ülkenin gayrisafi yurt içi hasılası içindeki payı ise yüzde 0,1 seviyesinde.
İngiltere’nin ham çelik üretimi, 2023’te 5,6 milyon tonla küresel üretimin yüzde 0,3’ünü oluşturdu.
Çin, bir milyar tonla dünyadaki üretimin yüzde 54’ünü tek başına sağlarken Avrupa Birliği (AB), 126 milyon tonla toplam imalatın yüzde 7’sini karşıladı. AB üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında İngiltere, Almanya, İtalya, İspanya, Fransa, Avusturya, Polonya ve Belçika’nın ardından en büyük 8’inci ham çelik üreticisi konumunda yer alıyor.
British Steel tesisinde üretimin durması halinde İngiltere, ham çelik üretim kapasitesi bulunmayan tek G7 ülkesi haline gelecekti.
Yapısal sorunlarla karşı karşıya olan İngiliz çelik sektörü üreticileri, artan enerji maliyetleri, düzenlemeler ve özellikle devlet destekli Çinli firmalarla rekabet nedeniyle zorluklar yaşarken ABD Başkanı Donald Trump’ın çelik ve alüminyum sektörüne getirdiği yüzde 25 vergi de baskıyı artırıyor.
“Gidişata son vermek zorundayız”
İngiliz çelik sektörü birliği UK Steel’in Ticaret ve Ekonomi Politikaları Direktörü Chrysa Glystra, son dönemde ülkede yaşanan British Steel krizi ve sektörün güncel durumuna ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, hükümetin British Steel’e müdahalesini memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.
Bu kararın sadece tesiste çalışanlar için değil tüm İngiltere çelik sektörü için büyük önem taşıdığını belirten Glystra, şunları kaydetti:
“Son yıllarda ülkemizin çelik üretim tesisi ciddi şekilde daraldı ve bu gidişata son vermek zorundayız. Özellikle jeopolitik çalkantılar ve ticaret belirsizlikleri yaşanırken bu, daha da kritik bir konu haline geldi. British Steel’deki acil durum kontrol altına alındıktan sonra hükümet, yakın zamanda açıklanması beklenen Çelik Stratejisi kapsamında sektörün karşı karşıya olduğu daha büyük sorunlara kararlı ve hızlı şekilde eğilmeli. Rekabetçi elektrik fiyatları, güçlü ticaret savunma mekanizmaları, daha etkin Sınırda Karbon Vergisi Düzenlemesi, proaktif kamu alım politikası ve ham maddeye yönelik kapsamlı strateji, bu planın merkezinde yer almalı. Tüm bu unsurlar, yatırım çekebilecek rekabetçi iş ortamı yaratmak ve İngiltere çelik sektörünün giderek daha zorlu hale gelen küresel pazarda ayakta kalmasını sağlamak için vazgeçilmez.”