İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Mustafa Atayık, sektörün TBMM'de görüşülmekte olan Torba Yasa'da yer almasını talep ettiği "Altın Muhasebesi"ne ilişkin AA muhabirine bilgi verdi.
Atayık, kuyumculuk sektörünün, 7-8 aydır devam eden pandemi sürecinden en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğine işaret ederek, aylarca atölye ve fabrikaların kapalı kaldığını hatırlattı.
İki uluslararası fuarın iptal edildiğini aktaran Atayık, şunları kaydetti:
"Bu süreç içerisinde yurt dışı uçuşlar da kapalı olunca sektörde çok önemli bir stok birikti. Ne yazık ki bu durum, 2004 yılından beri çözüm beklediğimiz ve kökten değişmesini istediğimiz 'Enflasyon Muhasebesi' uygulamasını da kuyumcular için, içinden çıkılamaz hale getirdi. Uygulamada yaşanan sorunu örneklemem gerekirse; 1 Ocak'ta 5 kg altının yıl başındaki yaklaşık değeri 1 milyon 500 bin TL olan bir işletme, bu altını üretimde hiç kullanmamış ve hiç hareket görmemiş olmasına rağmen yıl sonu değeri yaklaşık 2 milyon 500 bin TL'ye ulaşmıştır.
Koşullardan dolayı hiçbir faaliyette bulunmamasına rağmen bu işletme yıl sonunda arada oluşan fiyat farkından dolayı 1 milyon TL gelir vergisi ödemek zorunda kalıyor. Yerine koyma maliyeti hiç düşünülmeyen bu işletmenin üretimdeki ham maddesindeki fiyat artışını karlılık gibi değerlendirmenin ne kadar haklı bir sebep oluşturduğu takdire şayandır."
"Kuyumcu firmaları fatura kesmekte zorlanıyor"
Firmaların kazancının, emtia fiyatlarının artışından kaynaklanmadığına dikkati çeken Atayık, sermayelerinin de altın olduğunu dile getirdi.
Atayık, kazançlarının da sadece ürünlerin üzerindeki işçilik payından oluştuğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Yani, yıl başında 10 kilogram altınımız varsa, yıl sonunda sermayemiz 11 kilogram oldu ise o 1 kilogram, bizim kazancımızdır. Biz, bu nedenle sadece bunun vergilendirilmesini istiyoruz. Arada altın fiyatının yükselmesinden dolayı oluşan fiyat farkı için kuyumcu firmalarından vergi alınmaması gerekiyor. Böyle olunca da varlıktan vergi veriyoruz gibi bir durum ortaya çıkıyor. Varlıktan ve sermayeden vergi alınması da vergi yasalarının ruhuna aykırıdır. Ne yazık ki bu sorun, uzun yıllardır devam ettiği için de kuyumcu firmaları fatura kesmekte zorlanıyor.
Enflasyon Muhasebesi, kuyumculuğun işleyiş ve yapısına çok uygun düşmüyor. Kazanmadığımız halde aradaki farkın vergisini vermek zorunda kalıyoruz. Bu da firmaları ister istemez kayıt dışına gitmek zorunda bırakıyor. Biz, her şeyi kayıt içine almak istiyoruz."
"İşçilikten, altın takı-mücevherin katma değerinden kazanıyoruz"
Sektör olarak işçilikten, altın takı-mücevherin katma değerinden kazandıklarını dile getiren Atayık, bunun üzerinden vergi vermek, fatura kesmek talebinde bulundu.
"Sektörümüz, daha çok vergi versin istiyoruz. Bu sorunu bugüne kadar hükümette gerekli mercilere çeşitli zamanlarda dile getirdik." diyen Atayık, sektör olarak konuyla ilgili çözüm odaklı bir çalışma yapılacağıyla ilgili beklenti içerisine girdiklerini anlattı.
Atayık, şunları kaydetti:
Pandemi sürecinde rekor fiyat artışları da bu olayı tetikledi. Şu anda ihracatçılarımız, ihracat yapamadığı için ellerinde geçmişe dönük altın stokları bulunuyor. Firmalarımızda geçmişe ait düşük fiyatlı faturalar mevcut. Hiçbir iş yapmadığımız halde altın fiyatları arttığı için bir kar gözüküyor. Bir an önce sorunun çözülerek sektörün önünü açmak gerekiyor. Enflasyon Muhasebesi yerine Altın Muhasebesi Sistemi'ne geçilmesini çok hayati ve zorunlu görüyoruz.
Mecliste görüşmeleri süren Torba Yasa düzenlemesinde varlık barışından stok affına ve birçok mesleğin önüne açan birçok yasal çalışma mevcut. Altın Muhasebesi düzenlemesinin de Torba Yasa'ya eklenmesini talep ediyoruz. Bugüne kadar her kritik dönemde yanımızda olan ve sorunlarımızı çözen Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Berat Albayrak ve yüce meclisimizin Türkiye kuyumculuk ailesinin bu önemli sıkıntısının aşılmasına yardımcı olacağına gönülden inanıyoruz. "
"Döviz büfeleri için benzer bir çalışma yapıldı"
İstedikleri çözümden de bahseden Atayık, Altın Esaslı Muhasebe'yle ilgili 2003 yılında yürürlüğe giren 4842 Sayılı Kanun ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 38'inci maddesine eklenen fıkranın, kuyumculuk sektörü muhasebe işleri için dönüm noktası olduğunu ve sektörün vergilendirilmesi sorununa köklü çözüm getirdiğini hatırlattı.
Atayık, şunları söyledi:
"Ancak, 01.01.2004 tarihinden itibaren enflasyon düzeltmesi uygulamasının getirilmesi nedeniyle söz konusu hüküm yürürlükten kaldırılmıştır. 2003 yılında çıkarılan yasal düzenleme ile Altın Esaslı Muhasebe uygulamasının önünü açılmış oldu. Söz konusu düzenleme örnek gösterilerek Altın Esaslı Muhasebe uygulaması tekrar başlatılabilir.
Döviz büfeleri için buna benzer bir çalışma yapıldığı, doların değer artışı nedeni ile döviz büfelerine gelir vergisi matrahı doğmadığı bilinmektedir. Döviz büfeleri ile ilgili bu durumun incelenmesi, aynı şekilde kuyumculuk sektörü mensuplarının hammaddesi olan kıymetli maden ve kıymetli taşlardaki fiyat değişimlerinin, gelir vergisi matrahı dışında değerlendirilmesi halinde sorunun çözümleneceğine inanmaktayız."