21/12/2024 14:55

Alman şirketler zorlu ekonomi ve zayıf talep nedeniyle işten çıkarmaları hızlandırdı

Alman ekonomisindeki zayıf görünüm ve yapısal sorunlar nedeniyle, Alman şirketlerin maliyetleri düşürmek ve rekabet gücünü korumak için fabrika kapatma ve işten çıkarma planları artıyor.

Fortune 500 Avrupa listesinde yer alan Alman şirketleri, bu yıl çoğunluğu ülkenin imalat sektöründen olmak üzere 100 binden fazla çalışanı işten çıkarmayı planladıklarını duyurdu.

Kovid-19 sonrası ekonomide yaşanan zorluklara bağlı olarak artan maliyet ve düşen karlılıkla mücadele etmek için büyük çaplı işten çıkarmaya giden şirketler arasında, Bosch, Volkswagen, Thyssenkrupp, Deutsche Bahn ve Siemens de bulunuyor.

Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya’nın bel kemiğini oluşturan şirketler, artan enerji fiyatları ve ihracata bağımlı Almanya ekonomisinde özel bir sorun olan dış talepteki düşüşe bağlı sert makroekonomik rüzgarlarla mücadele etmekte zorlanırken, ülke bu yıl üst üste ikinci kez negatif ekonomik büyüme ortamına hazırlanıyor.

Alman sanayisi zayıflıyor

Alman ekonomisi, özellikle bölgedeki diğer ülkelere oranla daha büyük bir rol oynayan imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.

Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,3 küçülen ülke ekonomisi, üçüncü çeyrekte yüzde 0,2 büyüme kaydederek teknik resesyona girmekten kurtuldu.

Ancak, imalat sektörü Alman ekonomisinin beşte birinden fazlasını oluşturuyor ve ihracata bağımlı olan Alman imalat sanayisi, küresel ekonomideki yavaşlamadan, artan Çin rekabetinden ve Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası yüksek enerji fiyatlarından olumsuz etkileniyor.

Almanya’da imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 2022’nin başından beri durgunluk içinde. Ülkede imalat sanayi PMI, uzun süredir faaliyetlerde büyümeyi gösteren 50 puan seviyesinin altında kalırken, ekonomide belirsizlikle fabrikalarda işten çıkarmalar artıyor.

Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Avro Bölgesi’nde yükselen enflasyona karşı artan faiz oranları, Alman şirketlerin yatırım yapma arzusunu frenlerken, Çin ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkenin Almanya’dan ithal ettiği malları giderek daha fazla üretebilmesi Alman sanayisinin düşüşten kurtulmasını zorlaştırıyor.

Bosch’un 5 bin 500 kişiyi işten çıkarma kararı

Almanya’da rakamsal olarak büyük işten çıkarmalara son olarak, otomotiv sektörünün önemli tedarikçilerinden Bosch katıldı. Şirket, otomotiv biriminde dünya genelinde 5 bin 500 kişiyi işten çıkarma kararı aldı. Bosch, ilave olarak üretim tesislerinde kısa mesaiye gidileceğini açıkladı.

Alman otomotiv ve sanayi tedarikçisi Schaeffler, 5 Kasım’da otomobil üreticilerinden zayıf talep nedeniyle yeniden yapılanmaya giderek, 2 bin 800’ü Almanya’da olmak üzere Avrupa’da toplam 4 bin 700 kişiyi işten çıkaracağını duyurmuştu. Schaeffler, Avusturya ve İngiltere’deki fabrikaları kapatmayı da planlıyor.

Avrupa’nın en büyük otomobil üreticisi Volkswagen de 28 Ekim’de Almanya’da en az üç fabrikayı kapatma ve büyük çaplı işten çıkarma planladığını bildirmişti.

Şirket tarihindeki en büyük maliyet ve yapısal krizle mücadele eden Volkswagen, dün gece zorlu görüşmelerin ardından Almanya’da 35 bin kişiyi işten çıkarmak için sendika ile anlaşmaya vardı.

ThyssenKrupp 11 bin kişiyi işten çıkaracak

Alman çelik üreticisi ve teknoloji firması ThyssenKrupp’tan 25 Kasım’da yapılan açıklamada, çelik biriminde 2030’a kadar 5 bin kişinin işten çıkarılmasının planlandığı belirtilmişti.

Şirket, buna ek olarak ticari faaliyetlerin satışı veya dış hizmet sağlayıcılara devri yoluyla 6 bin kişinin daha işten çıkarılmasının planlandığını açıklamıştı. Alman çelik şirketi, üretim kapasitesinin 11,5 milyon tondan 8,7 ila 9 milyon ton seviyesine düşürülmesini de öngörüyor. ThyssenKrupp Steel Europe’un 27 bin çalışanı bulunuyor.

Kamyon üreticisi Daimler ağustosta yaptığı açıklamada, özellikle Almanya’daki fabrikalarını etkileyecek şekilde, işlerin dondurulacağını ve çalışanların çalışma saatlerinin azaltılacağını duyurdu.

Siemens AG Yönetim Kurulu Başkanı ve Üst Yöneticisi (CEO) Roland Busch, 14 Kasım’da şirketin, otomasyon işinde devam eden zayıflık nedeniyle dünya çapında işten çıkarma yapabileceğini bildirdi. İstihdam daralmasının dört haneli rakamların altında veya ortasında (5 bin) olacağını belirten Busch, henüz kesin bir rakam belirlenmediğini söyledi.

Almanya merkezli Deutsche Bank da birkaç yıl içinde maliyetlerini 500 milyon avro azaltmak amacıyla 800 kişiyi, işten çıkarma kararı aldı.

Diğer Alman otomobil üreticileri de şimdiye kadar işten çıkarmalar konusunda temkinli kalırken, kasım ayında Mercedes-Benz, önümüzdeki yıllarda yıllık maliyetleri birkaç milyar avro azaltmayı planladığını açıkladı. Şirket iş gücü azaltımının da bu stratejinin bir parçası olduğuna işaret etti.

Mercedes-Benz Group AG Mali İşler Direktörü (CF0) Harald Wilhelm 25 Ekim’de 3. çeyrek finansal sonuçlarının hedeflerini karşılamadığını belirterek, maliyetlere ve verimliliğe daha da fazla odaklanacaklarını kaydetti.

Almanya’da şirketlerin istihdam eğilimi azalmaya devam ediyor

Almanya’da Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) İstihdam Barometresi, sipariş yetersizliği ve ekonomik krizin etkisiyle aralıkta Kovid-19 salgınının yaşandığı Temmuz 2020’den bu yana en düşük puana geriledi.

Ifo açıklamasında, “Ekonomik kriz özellikle sanayide personel planlamasına damgasını vuruyor. Neredeyse tüm sektörler işte çıkarma düşünüyor. Metal endüstrisi ve otomobil üreticileri ve tedarikçileri en çok etkilenenler.” ifadelerine yer verildi.

“Made in Germany’ algısıyla pahalı bir biçimde ihraç et” başlıklı iş modeli artık işe yaramıyor

Yapısal sorunların da ekonomiyi frenlediği Almanya’da, bir zamanlar oldukça başarılı olan “Ucuz enerji ve ara malı ithal et, bunları işle ve yüksek kaliteye sahip mal olarak ‘Made in Germany’ algısıyla pahalı bir biçimde ihraç et” başlıklı iş modeli artık işe yaramıyor.

Kovid-19 salgını, tedarik zinciri kesintileri, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi son dönemde yaşanan çok sayıda kriz, Alman ekonomisinin zayıf yönlerini su yüzüne çıkarırken, ülkenin, jeopolitik sorunlar, iklim değişikliği, durgun ekonomi ve demografik zorlukların üstesinden gelme konusunda birtakım sorunlarla karşı karşıya bulunması da dikkati çekiyor.

Almanya’nın halen “kendi ürettiği bürokrasi, kurallar ve prosedürler altında da ezildiği” belirtiliyor.

Alman ekonomisi, “Çok az yatırım, çok fazla bürokrasi ve aşırı yüksek lokasyon maliyetleriyle” sıkışırken, iç ve dış siyasi çalkantıların ortasında Avrupa’da ve uluslararası alanda geride kalarak zemin kaybediyor. Tarihsel olarak küreselleşme ve ucuz enerji girdilerine dayanarak ücretlerin ve yaşam standartlarının yükselmesini sağlayan Alman büyüme modeli yapısal zorluklar ve jeopolitik risklerle karşı karşıya.

Küresel ticarette korumacılık artıp bir taraftan Rusya-Ukrayna Savaşı enerji maliyetlerini yükseltirken, Almanya’nın reel GSYH büyümesi Kovid-19’dan beri G7’de en alt sıralarında yer alıyor. Ekonomide ABD ve Çin’e ticari bağımlılık, yüksek enerji fiyatları, yatırım harcamalarının yetersizliği ve kötüleşen demografik koşullar gibi zorluklar söz konusu.

İhracata bağımlı olan ve ülkenin GSYH’nin neredeyse yüzde 30’unu oluşturan Alman sanayisi küresel ekonomideki yavaşlamadan, artan Çin rekabetinden ve Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan sonra yüksek enerji fiyatlarından olumsuz etkileniyor.

Çin, ‘yeni Almanya’ oldu

ING Küresel Makro Araştırma Başkanı ve Almanya Başekonomisti Carsten Brzeski, konuya ilişkin değerlendirmesinde, “Sanayi üretiminin ekimde bir kez daha düşmesiyle Almanya’da sanayideki çöküşün sonu görünmüyor.” ifadelerini kullandı.

Brzeski bir notunda, “Çin’in ‘yeni Almanya’ haline geldiği bir dünyada, en azından imalatta, Almanya’nın ucuz enerji ve kolay erişilebilir büyük ihracat pazarlarından oluşan eski makro iş modeli artık işe yaramıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Carsten Brzeski, 2024’te neredeyse yüzde 5 azalan Alman sanayi üretiminde ekimde yaşanan düşüşün Alman ekonomisinde kış aylarında resesyon riskini artırdığını kaydetti.

Alman sanayisinin son birkaç yıldır tüm ekonominin sorunlarının en iyi örneği olduğunu ifade eden Brzeski, “Alman sanayisi konjonktürle ve yapısal rüzgarlar arasında sıkışıp kaldı ve ucuz enerji ve kolay erişilebilir büyük ihracat pazarlarından oluşan geleneksel makro iş modelinin artık işe yaramadığı gerçeğiyle yüzleşti. Bu nedenle, pandeminin başlamasından neredeyse beş yıl sonra, Alman sanayi üretimi hala pandemi öncesi seviyesinin yüzde 10’dan fazla altında.” açıklamasında bulundu.

Brzeski, “ABD’deki ‘komşunu dilendir’ ekonomi politikalarının modern ve potansiyel olarak daha agresif bir versiyonu sadece Alman ihracatına değil, şirketlerin üretimlerini ABD’ye taşımaları halinde Alman yatırımlarına da zarar verebilir. Buna bir de Almanya’nın en önemli ikinci ihracat ortağı Fransa’nın siyasi sıkıntıları eklenince, Alman sanayisinin görünümü, en azından kısa süreli bir konjonktürel toparlanmanın ötesinde, pek de iç açıcı görünmüyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Kontrol Et

Suriye yeni yönetimi ülkeye yönelik enerji yaptırımlarının kaldırılmasını bekliyor

Suriye’deki 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesinin ardından İran’ın, Şam’a ham petrol sevkiyatını kesmesi, Suriye halkının …

Sahifa Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.