Ticaret Bakanlığı, bazı basın organlarında Türkiye ile İsrail arasındaki ticaretin devam ettiğine yönelik yer alan haberlerin “tümüyle yalan” olduğunu bildirdi.
Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, bazı basın organlarında Türkiye ile İsrail arasındaki ithalat ve ihracat işlemlerinin devam ettiği yönünde asılsız ve manipülatif haberler yapılması üzerine 18 Eylül’de bu haberlerin yalan olduğuna dair gerekli izahatı yaptıkları hatırlatıldı.
Buna rağmen, Türkiye ihracatının sekteye uğratılması yoluyla ekonomiye darbe vurmayı amaçlayan karalama kampanyasının sürdüğü dile getirilen açıklamada, “Ülkemizin kararlılıkla uygulamakta olduğu kısıtlama kararlarına karşın ülkemizden İsrail’e ürün gönderildiğine yönelik tamamen kötü niyetli ve spekülasyon amaçlı olduğu açık olan haberlerin kamuoyu vicdanını yaralamak ve devletimizin haklı duruşunu gölgelemek amacıyla yapıldığı ve İsrail’in kanlı siyasetinin bir tezahürü mahiyetinde olduğu aşikardır.” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler 79. Genel Kuruluna hitaplarındaki gibi daima mazlumun yanında, zalimin ve zulmün karşısında olan Türkiye’nin, acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, rehine-mahkum takasının gerçekleştirilmesi, insani yardımların engelsiz ve kesintisiz olarak Gazze’ye ulaştırılması yönünde uluslararası düzeyde en üst perdeden temas ve çabalarını sürdürdüğü aktarıldı.
“Gazze’ye en fazla yardım gönderen ülkeyiz”
Bu haklı duruşun bir yansıması olarak Türkiye’nin, hakkı haykırmaktan çekinmediği belirtilen açıklamada, şu değerlendirmeler yapıldı:
“Ülkemiz, İsrail ile ticari işlemlerini tümüyle durdurmuş, bu konuda dünyada katliamı tenkit etmenin bir adım ötesine geçen ve proaktif bir adım atan tek ülke olarak mazlumun yanındaki dimdik duruşunu perçinlemiştir. Ülkemiz, ilk günden itibaren Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerini sürdürmektedir. 60 bin tonu aşan yardım miktarıyla Türkiye, Gazze’ye en fazla yardım gönderen ülke konumundadır. İsrail’in abluka altına alarak en temel ihtiyaçlarına erişimlerini dahi engellediği Filistinli kardeşlerimizin dünya ile arasındaki köprü vazifesi görmek amacıyla ülkemiz, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının onay verdiği ve Filistin topraklarındaki ihtiyaçlara yönelik sevkiyatı, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığının kontrolünde ve Filistin varışlı olduğu teyit edilerek gerçekleştirmektedir. Bu malların münhasıran Filistin tarafından kullanıldığı, Filistin Milli Ekonomi Bakanlığı tarafından da müteaddit defalar açıklanmış bulunmaktadır.”
Türk bayraklı 2 gemi de Filistin’e ihracat yapacak
Açıklamada, İsrail ile ticaretin devam ettiğine yönelik mesnetsiz ve gerçeği yansıtmaktan uzak iddialar hakkında Bakanlık başta olmak üzere devletin çeşitli kademeleri tarafından defalarca açıklama yapılmış olmasına rağmen aynı yalanların basın organlarında yer bulmasının, bu haberlerin “kökü dışarıda olan şer odakları” tarafından kasıtlı olarak, ülke gündemini meşgul etmek ve ülkenin mezalime karşı güçlü ve sağlam tavrını gölgelemek amacıyla yayımlandığı ifade edildi.
“Bu şer odaklarının” asıl hedefinin, tüm ihracatı engelleyerek ülke ekonomisinin lokomotifi olan ihracatın önüne set çekmek olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Yalan haberde İzmir Nemrut Limanı (Aliağa Gümrük Müdürlüğü) hareketli olduğu belirtilen iki gemiden Türk bayraklı BURAK DEVAL isimli geminin gideceği ülkenin Ürdün, gideceği limanın ise Akabe Limanı olduğu, geminin yükünün gideceği ülkenin ise ilgili ihracat beyannamelerinde Filistin olarak kayıtlı bulunduğu, Panama bayraklı MAYFAIR isimli geminin gideceği ülkenin Ürdün, gideceği limanın ise Akabe Limanı olduğu, geminin yükünün gideceği ülkenin ise ilgili ihracat beyannamesinde Filistin olarak kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir. İki geminin seyir güzergahları üzerinden yalan haber yapılmasının kamuoyunu yanlış yönlendirme amacı taşıyan, basın ahlakından uzak eylemler olduğu açıktır. İsrail’in bugüne değin yürüttüğü katliama sessiz kalarak ortak olan bu cenahın ülkemizin haklı duruşunu desteklemek yerine, bu tür kötü niyetli haberler üzerinden sözde duyarlılık gösterilerini kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.”