Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, Turkcell'in finansal sonuçlarına ilişkin düzenlediği toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yatırım konusunda koydukları hedeflerde asla bir önceki yıldan daha az yatırım yapmadıklarına işaret eden Erkan, "Önümüzdeki yıl da hedefimiz 10 milyar TL’lik bir yatırım olacaktır. Bizim işimiz telekom sektörü. Yatırım yapmazsanız yoksunuz. Yatırım yapmaya devam etmeniz gerekiyor. Bizim zaten en büyük fark yarattığımız konu da güçlü altyapımız ve bu alana yaptığımız yatırımlar." ifadelerini kullandı.
Erkan, Turkcell olarak ana stratejilerinden birinin, birden fazla unicorn yaratmak olduğunu vurgulayarak, "Örnek vermek gerekirse… Ben bu gruba 12 yıl önce Superonline Müdürü olarak katılmıştım. Tabii o zamanlar unicorn diye süslü cümleler yoktu ama Superonline’ın bugünkü geldiği nokta gurur verici. Dolayısıyla unicorn yaratma hevesimiz var ama şöyle bir şey de var; beş tane parmağınız var, hangisi öne çıkacak? Paycell’in bunlar arasında en yüksek potansiyele sahip olduğunu söyleyebilirim." diye konuştu.
"BiP üzerinde acil durum butonumuz var"
"Olası bir İstanbul depremi ile ilgili çalışmanız var mı?" şeklindeki soru üzerine Erkan, depremde ölçeklemenin çok kritik olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İzmir depreminde daha önce söyledim. Bir kapasite ve talep anlık olarak yarım saat içinde 6 katına çıkıyor ve bu 6 katına çıkan talebi yarım saat içinde sıfır sorunsuz bir şekilde karşılayabiliyorsunuz. Ama İstanbul depremi ile ilgili şunu söyleyeyim; bizim deprem ile ilgili çok detaylı AFAD, BTK ve bakanlıklarla çalışma grubumuz var ve çalışma grubu olası senaryoları da çalışıyor. Kalın cümleler kurmanın çok gerekli olmadığını düşünüyorum. Ne demek istiyorum; depremin şiddeti de burada belirleyici bir noktada olacak. Fakat biz kapasitelerimizi yüzde 50’nin üzerinde artırdık. Bunun yanında teknolojinin de faydalarını oluşturmaya başladık. Örneğin BiP üzerinde acil durum butonumuz var. Bu butona bastığınız zaman sizin en yakın 10 kişiye anında lokasyon ve sağlık durumunuzla ilgili hemen bilgi gidiyor. Hatta yeni geliştirdiğimiz teknolojilerle o bölgede GSM kapsaması bir nedenden olmasa bile başka teknolojilerle iletişim kurma imkanı geliştirdik. Bunların hepsi bu tür hazırlıkların bir parçası. Bunun üstüne onlarca hazırlık sayılabilirim."
Erkan, söz konusu acil durum butonunu İzmir’de 40 bin vatandaşın kullandığını aktararak, 40 bin kişi o butona basarak lokasyonunu ve sağlık durumunu bildirdiğini, insanların da bilinçlendiğini, telefon hatlarını ne kadar meşgul etmesini gerektiğini diğer insanların da buna ihtiyaç duyacağını öngördüğünü söyledi.
Japonya’da bir deprem olduğunda GSM şebekesine sadece 30 saniyelik mesaj bırakılabildiğini belirten Erkan, "Deprem ciddi bir doğal afet. Bunun şiddeti ve boyutu senaryolar çalışmayı gerektiriyor. Telekom sektörü olarak özellikle Turkcell olarak bütün senaryoları çalıştık. Ama bunun şiddeti de senaryonun belirleyicisi. İnşallah başımıza böyle bir şey gelmez biz de bu senaryoları uygulamak zorunda kalmayız. Ama biz çalışmalarımıza her geçen artırarak devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Rakiplerin 3 katı kar
Erkan, Türkiye Varlık Fonu'nun, Turkcell’i kamuya yakınlaştırmak için değil Turkcell’in global bir değer olması vizyonu ile hareket ettiğini belirterek, Turkcell’in vizyon ve stratejisi ile Türkiye Varlık Fonu'nun girişimci formülü arasında güzel bir sinerji çıkıp yabancı yatırımcılarla birlikte iyi bir vizyonu hayata geçirmek için önlerindeki bariyerlerin daha azaldığını dile getirdi.
Ortak altyapı konusunda herkesin, Türkiye'nin daha fazla fiberleşmesi gerektiğinde hemfikir olduğunu ifade eden Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Herkes bunu yapma konusunda müthiş bir iradede. Bunu yapmanın gerekliliği konusunda herkes altına imza atıyor. Pandemi bunu çok net gösterdi. Bu konuda fikri olmayan insanlar bile bunu biliyor. 5G dediğiniz konuda da daha fazla fibere ihtiyacınız var, bir an önce bunu yapmamız lazım. Kamuyla bu konuda aynı yöne bakıyoruz. Bu TVF yatırımı ötesinde milli bir mesele. Bugün yabancı yatırım yapan telekom operatörleri de aynısını istiyor. Bir, eşitlik sağlıyor; iki, böyle pandemi gibi durumlar oluştuğu zaman fark yaratan ülkeler geniş bantlarıyla ekonomilerini ayakta tutuyorlar. Bizim de buradan eğitimden sağlığa kadar 5G fiber teknolojilere ihtiyacımız var. Şirketlerin hatta kamunun belli bölümü evden çalışıyor, evden çalışıyorsa evdeki internet hızı ve kalitesi çok önemli.15 milyar dolar yatırım yapmak yerine 4 milyar dolar yatırım yapıp kalan 11 milyar doları otomobil, sağlık, eğitim, dijital servisler gibi konulara ayırabiliriz."
Döviz kuru ile ilgili yurt dışı iştiraklerinin pozitif katkısı olduğunu, onların da kendi para birimleri olduğunu göz ardı etmemek gerektiğini anlatan Erkan, "Onlar da döviz ile çalışmıyor, bazen de orada da oynamalar oluyor. Biz bunu iyi yönetmek zorundayız. Bu sefer rüzgar iyi esti, yarın ne olur bilemeyiz. Yurt içi etkisinde bizim gelirlerimizin dövize etkisi yok. Daha çok bizim yatırımlarımızın dövize etkisi var. Çok başarılı finans yönetim ekibimiz var. Buradaki riskleri minimize etmek adına çalışmalarda bulunuyor. Döviz hareketliliği bir süredir var zaten ama biz bunu koruduğumuz için gerek karlılıkta gerek de yatırımlarda hedeflerimize gidiyoruz. Bugün baktığınız zaman buradaki doğru yönetim bizim operasyonel anlamda rakiplerimizin 3 katı karlar yaptığımızı da gösteriyor. Bunun temel sebebi doğru finansal riskleri zamanında görüp aksiyon almak. Almaya da devam edeceğiz. İnsanın yaptığı yapacaklarının teminatıdır."
E-sim'e ilişkin soru üzerine Murat Erkan, "Bizim de parçası olduğumuz GSMA’in 4 yıl önce başlattığı bu projenin ilk günden beri testlerinin, prosedürlerinin, teknolojisinin, protokollerinin içindeyiz. Bütün teknik çalışmalarımızı bitirdik. Bu konuda Türkiye’de BTK’nın yaptığı düzenleme var. Yetkilendirdiği kurum e-sim yapabiliyor. Bu kurumla da çalışmaları bitirdik. Ticari çalışmaları da görüşüyoruz. Ticari anlaşmayı yaptığımız anda lansmanını yapacağız." yanıtını verdi.
Yaani'ye yönelik soruya da Erkan, şunları kaydetti:
"Aslında bizim iki tane platformumuz var. Birisi Yaani mail, bunun lansmanını hem kurumsal hem bireysel alanda yaptık. Oldukça da iyi taraflardayız. Kullanıcı sayısı 1 milyonu geçti. Yaani arama motoru da her geçen gün arama artıyor. Bu konuda da araştırma geliştirme ekiplerimizden çok yoğun kaynak ilettik. Çünkü biz şunu gördük ki Türkiye’nin kendi arama motoru yarın çok daha önemli misyonlarda yer alacak. Biz bunları yaptığımız zaman herkes diyordu ki niye atomu bir daha keşfediyorsunuz? Şimdi herkes gördü ki yerli milli mail uygulamasının ne kadar önemli olduğunu. Arama motoru için de, dünyada her gün, bu dijital savaşlar oluyor, bir yer kapatıyor öbürü açıyor, dijital vergiler geliyor, çok enteresan ama benim adıma da çok keyifli bir döneme giriyoruz. Biz de burada doğru pozisyondayız. Bu sosyal dijital ortamın yeniden dizayn edilmesi bizim yaptığımız yatırımların su yüzüne daha çok çıkmasına vesile olacak. İyi gidiyoruz, yatırımlara devam ediyoruz. Sonuçları da almaya başladık. Arama motorunda modüller var. Şu anda biz bütün modülleri geliştiriyoruz. Büyük oranda iki çeyrek sonra falan çok daha güçlü, tamamen yerli bir arama motorumuz olacak."
Sosyal medya düzenlemesi
Murat Erkan, dünyada, Türkiye’de yapılan bu sosyal medya düzenlemesinin, bütün ülkelerin, yaptığı yapmak üzere olduğu planı değiştirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Veri konusundaki çok kritik konu bu konuyla ilgili de geçerli. Biz bunun yapılmasını fazlasıyla destekliyoruz. Bu şirketlere, diyelim ki müzik platformları, video platformlarına karşı handikaplı durumdaydık. Daha fazla vergi veriyorduk ve yurt dışında olsak vermeyeceğimiz vergileri Türkiye’de daha fazla ödüyorduk. Biz dedik ki bunu eşitlemesi lazım. Nispeten eşitlendi. Hala biz bir miktar daha handikaplıyız. Yurt dışında bunu görmüyoruz. Jamaika’da bu servisleri lanse ettik ama Turkcell iş birliğiyle lanse ettik. Oradaki mobil operatör Digicel, bu ürünleri kendi ürünüymüş gibi lanse etti. Bütün verileri de Jamaika’da tutarak lanse etti. Dolayısıyla bütün kuralları bilerek yaptık biz bunu. Türkiye bu konuda çok samimi söylüyorum, cennet. Hem finansal anlamda, vergisel anlamda hem de operasyonel anlamda. Bu anlamda biz dünyaya servisler ithal eden şirket olarak, GDPR’ından yani dünyadaki kişisel verileri koruma kanunundan vergi düzenlemesine kadar çok net olarak söylüyorum dayak yiye yiye bunları yapıyoruz."
"Mobil teknolojiler konusunda da değişim anındayız"
Murat Erkan, GSMA yönetim kurulu üyesi olarak, dünyadaki bütün büyük oyuncuların oturduğu masada oturan bir kişi olarak herkesin 5G yatırımlarını gördüğünü ifade ederek, dünyada 5G’de tedarik sıkıntısından ziyade 5G’nin iş planı konusuna işaret etti.
Fransa’da İtalya’da milyar avro vererek lisans alan firmaların yatırım yapacak finansman bulamadığını aktaran Erkan, Uzakdoğu’da vesaire yatırım yapan firmaların da bunun üstüne çalışan çözümleri netleştirmiş durumda olmadığını söyledi.
Erkan, hepsi bir araya koyulduğunda tedarik sıkıntısından ziyade iş modellerinin sektörlere çok doğru oturduğunu, mesela sürücüsüz araba, nesnelerin interneti, yapay zeka gibi teknolojilerin daha fazla gelişmesi gerektiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Ama bizim Superbox gibi 5G platformu geldiğinde net bir iş planı olan işlerin de önünü açacağını düşünüyorum. Ama özellikle bu mobil teknolojiler konusunda da değişim anındayız. Aynı şeyi araba için de söylemiştim. Elektrikli araba, otomotiv sektöründe bir değişim anı. Bu dönemlerde bu işlere girmek lazım. Bizim de tam bu dönemde yerli ve milli yatırımlara odaklanmamız lazım. Çünkü bir şeyler oturduktan sonra girmek çok zor. Cep telefonu işinden örnek vermek gerekirse, Apple bu işe girdiği zaman bambaşka bir şeyle geldi. O zamanın pazar liderleri bugün yok artık. Nokia pazar lideriydi. Bugün Nokia telefon kullanan var mı? Yok. Endüstri değişti, artık ekranlı ve telefonu burada buraya çeviren teknolojiler gelince kaçırdınız teknolojiyi. Elektrikli araba da öyle bir şey. Siz hala dizel fosil yakıtlı arabayla uğraşırsanız bu dönemde bu iş çok zor. Dönüşüm anlarında işlere girmeniz lazım. Finans dünyası dijitalleşiyor, biz o zaman bu işe giriyoruz. Yoksa bildiğimiz eski finans sistemi olsa niye o işe girelim? Zaten devleri var, nasıl mücadele edelim? Ama değişim anlarında bu tür şirketler, bu tür faydalar çıkarabiliyor."
5G ve sonrasında böyle bir döneme girildiğini vurgulayan Erkan, "Çok enteresan firmalar çıkacak. 'Türkiye’den de niye çıkmasın?' diyoruz. Yoksa bildiğimiz 2G’deki 1G’deki baz istasyonu teknolojisi ile 5G ile 6G ile mücadele etmek çok kolay değil." dedi.