Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Üst Yöneticisi Gürcan Karakaş, "TOGG’da ise elektrikli araç üretiminde deneyimi olmayan bir tedarik sanayi ile üretime yüzde 51 ile başlayıp, takip eden üç yılda tedarik sanayini dönüştürerek yüzde 68 yerli içerik oranı hedefliyoruz." açıklamasında bulundu.
İstanbul Sanayi Odası'ndan (İSO) yapılan açıklamaya göre, İSO Meclisi’nin kasım ayı olağan toplantısı "Türkiye'nin Otomobili Girişimi’nin Teknoloji, Ar-Ge ve Tasarım Açısından Sanayimiz ve Ekonomimiz İçin Önemi" ana gündemi ile dijital platform üzerinden video konferans yöntemi ile gerçekleştirildi. Programa Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, teknolojik anlamda hemen hemen her sektörde yaşanan köklü dönüşümün en şiddetlisinin otomobil endüstrisinde yaşandığına, gelecek 5-10 yıl içindeki yeniliklerin, geçen 50 yıldaki ilerlemelerden çok daha büyük boyutta olacağına dikkati çekti.
Bu büyük dönüşümde otonom sürüş ve elektrikli araçların başı çektiğini vurgulayan Bahçıvan, "Otomobiller adeta çevresiyle iletişime geçen akıllı bilgisayarlara dönüşüyor. İnternetin otomobilde değil, otomobilin kendisinin internette olduğu bir dünyadan bahsediyoruz. Dolayısıyla şehirlerimiz, evlerimiz ve fabrikalarımız akıllandıkça otomobilimiz bir yaşam alanına dönüşüyor. Kelimenin tam anlamıyla her şeyin iç içe girdiği, her şeyin bağlantılı olduğu bir döneme adım adım yaklaşıyoruz. Küresel otomotiv sektöründe rollerin yeniden tanımlandığı bir dönemde, ülkemiz de yerli otomobil markasını hayata geçirmek için düğmeye bastı." ifadelerini kullandı.
"TOGG, otomotiv sanayimizin gelişmesinde önemli kilometre taşı"
TOBB’un maddi ve manevi olarak sahiplendiği Yerli Otomobil Projesi TOGG’u, sanayicilerin de stratejik öneme sahip projelerden biri olarak değerlendirdiğinin altını çizen Bahçıvan, Türkiye’nin otomobilinin, küresel otomotiv sektörünün beklenen yapısal değişimine ayak uyduracağına yürekten inandıklarını dile getirdi. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının da bu projeyi desteklediğini belirten Bahçıvan, şunları aktardı:
"Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun otomotiv sanayimizin gelişmesi yolunda önemli bir kilometre taşı olduğuna inanıyoruz. Bu projede yerli tedarikçiler ile çalışmak, hem sürdürülebilir bir tedarik zinciri kurmak, hem de yerli katma değeri artırmak noktasında büyük önem arz ediyor. Tecrübelerimizi, 'Türkiye’nin Otomobili' ile buluşturma ve ülkemiz için katma değer yaratma zamanıdır. Türkiye’nin Otomobili projesindeki teknoloji birikimimiz diğer pek çok sektörün de önünü açacak, aynı zamanda ateşleyicisi olacaktır. Teknoloji üreten, teknoloji ihraç eden bir Türkiye yaratma yolculuğunda da önemli bir kilometre taşı olacaktır. 'Türkiye’nin Otomobili' projesi, yerli otomobil üretmekten daha fazlasıdır. Türkiye’nin teknolojik birikimine katkı yapacaktır. Bu anlayış eşliğinde, Türkiye’nin Otomobili Projesi sürecinde üzerimize düşen görevi yerine getirmeye hazırız."
Sürdürülebilir Yeşil Ekonomi için köklü adımlar atıldı
Otomotiv endüstrisinde çevreye önem veren anlayışın öncelikli bir konu haline geldiğini de vurgulayan Bahçıvan, "Fosil yakıtlı arabaların çevreye olumsuz etkileri, fosil yakıtların belli süre sonra azalacak olması, petrol fiyatlarının çok fazla dalgalanması elektrikli arabalar ile ilgili gelişmeleri hızlandırıyor. Ayrıca elektrikli araba fiyatlarının düşmesi ve yeterli şarj altyapısının oluşturulması bu araçların sayılarını artıran başka bir neden. Yakın gelecekte benzinli ve dizel araç kullanımını yasaklayacağını açıklayan İngiltere, Almanya, Norveç ve Fransa gibi ülkeleri dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin’in de takip etmesiyle, elektrikli otomobillerin yaygınlaşması şüphesiz hız kazanacaktır. Özetle, Sürdürülebilir Yeşil Ekonomi’ye uyum konusunda otomotiv sektörü çok köklü adımlar atıyor. Bu bağlamda rekabet üstünlüğü yarışında olan otomotiv firmalarının ve otomotiv üretiminde yukarı tırmanmayı hedefleyen ülkelerin, öncelikle atması gereken adım, endüstrideki trendleri yakalayabilen tasarım ve AR-GE alanındaki faaliyetlerini daha da güçlendirmek olmalı” açıklamasında bulundu.
"Yüzde 51 yerlilik oranı ile başlayacağız"
TOGG Üst Yöneticisi (CEO) Gürcan Karakaş ise, "TOBB olmasaydı, bu proje olmazdı. 'Babayiğit' kuruluşların bütünleşmesinde TOBB’un rolü çok önemli." ifadelerini kullandı.
Karakaş, fikri ve sınai mülkiyet hakları yüzde 100 Türkiye’ye ait "bağımsız ve özgür" olan TOGG’da yerlilik oranına ilişkin olarak, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı verilerine göre ülkemizde binek otomobilde yerlilik oranı yüzde 19,6 ile yüzde 66,3 arasında değişiyor. Yani 60 yılda yüzde 66’ya erişilmiş durumda. TOGG’da ise elektrikli araç üretiminde deneyimi olmayan bir tedarik sanayi ile üretime yüzde 51 ile başlayıp, takip eden üç yılda tedarik sanayini dönüştürerek yüzde 68 yerli içerik oranı hedefliyoruz." açıklamasında bulundu.
101 tedarikçinin yüzde 75’i TAYSAD üyesi
Konuşmasında sektörde yaşanan gelişmeler ve TOGG’da gelinen durum ile ilgili bilgiler de veren Karakaş, şunları aktardı:
"Tedarikçi seçimlerini tamamladık. Toplam 101 tedarikçinin yüzde 75’i yerli ve bunun da çoğunluğu TAYSAD üyesi kuruluşlardan, yüzde 25’i ise tüm dünyadan kuruluşlardan oluşuyor. Elektrikli aracın belki de en önemli parçası batarya için bu konuda kendini kanıtlayan Farasis ile anlaşma imzaladık. Yerli tedarikten sağlayamadığımızda, en iyisi neredeyse oradan almamız gerekiyor. Şimdiye dek 200 start-up inceledik ve 9’u ile çalışmaya başladık. Gemlik’te toplam 1,2 milyon metrekare arazide 175 bin metrekarelik bir tesisimiz olacak ve 4 bin 300 kişiye istihdam yaratacak. Tesislerimizi inşa ederken, deprem bölgesinde olduğumuz için, şu ana kadar iki tane 50 katlık gökdelenin inşasına yetecek kadar çimento kullanılarak 17 bin 500 adet zemin güçlendirme kolonu üretildi. Zemin altına inşa edilen bu kolonların sayısı 41 bin adete ulaşacak. Aynı zamanda düşük karbon ayak izine sahip ve uçucu organik bileşenler (VOC) salımı açısından Avrupa’nın en temiz tesisini kuruyoruz. Yıllık 175 bin araç kapasitesine sahip tesisimizde, 2032’ye kadar 1 milyon toplam üretim olacak. C-SUV aracımızın ardından, takip eden yıllarda, C-Sedan ve Hatchback, B-SUV ve hafif ticari araç üretimi gerçekleşecek."