Merkez Bankası (TCMB) başkanlığına Murat Uysal’ın yerine Naci Ağbal’ın atanması ve bunu takiben Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın sosyal medyadan istifasını açıklamasının ardından ekonomi politikalarında değişim olacağı beklentisiyle dolar/TL tarihi zirvelerinden sert gerilemiş durumda.
TL’de bugün dolar karşısındaki değer kazancı yüzde 5’in üzerinde olurken TL’de en son benzer seviyedeki kazanç 2018 üçüncü çeyrekte yaşanmıştı
Geçtiğimiz haftayı 8.50’nin üzerinde kapatan dolar kuru, uluslararası piyasalarda haftaya 8.35 seviyesinden başladıktan sonra 8.0021’ye kadar çekildi. Euro/TL ise 9.60 seviyesinin altında bulunuyor.
YABANCILARDAN AĞBAL VE ALBAYRAK YORUMU
Hollanda merkezli Rabobank'tan gelişen piyasalar kıdemli döviz stratejisti Piotr Matys, Türkiye’de ekonomi yönetiminde hafta sonu yaşanan değişim ve TL’nin değer kazanmasına ilişkin bir rapor kaleme aldı.
“Türkiye’de sürprizlerle dolu bir hafta sonu” başlıklı raporda, Naci Ağbal’ın Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığına atanması kararının ardından Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı görevinden istifasının tesadüf olmadığı görüşünü reddetmenin zor olduğu belirtildi.
Bu olağan dışı gelişmelerin, Türkiye’de ekonomide geleneksel politikalara doğru bir kaymanın işareti olabileceğini belirten Matys, bu durumun da TL’ye çok ihtiyaç duyduğu zamanı kazandırıp nefes aldırabileceğini öne sürdü.
Piyasanın daha önce pek çok olayda Ankara’ya iyimser yaklaşıp şans tanıdığını ancak bu defa kesin çıkarımlar yapmadan önce temkinli kalıp somu adımları görmeyi bekleyebileceğini belirten Matys, Erdoğan yönetimi ile yakın iş birliği içinde olan Ağbal’ın TL’ye paramparça olmuş olan güveni tekrar kazandırıp kazandıramayacağına bakılacağını vurguladı.
TCMB’deki görev değişimi ve Albayrak’ın istifasının, TL’de zamanı çoktan gelip geçmiş olan düzeltmeyi tetiklediğini belirten Matys, TL konusunda ılımlı iyimser olduklarını ancak faiz artışının büyüklüğü ve Albayrak’ın halefinin kim olacağının önemli olduğunu vurguladı.
TL’de uzun dönemli değer artışı için ise raporda, çok daha yüksek faiz ve yapısal reformlara güçlü bağlılık gerektiği öne sürüldü.
Albayrak’ın istifasının kabulüne ya da reddine ilişkin resmi bir açıklama bu sabah itibarıyla yapılmamasına karşın bir Hazine yetkilisi istifa paylaşımının Albayrak’a ait olduğunu dün teyit etti. Öte yandan Cumhurbaşkanlığı’nın bugün Albayrak’ın istifasına ilişkin bir bilgilendirme yapması da bekleniyor.
Piyasalarda ekonomi politikalarında nelerin değişeceğini, Albayrak’ın yerine gelebilecek yeni bakanı beklemeye devam ediyor. Öte yandan başta Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan olmak üzere sürece siyasilerin yorumu ve yeni görevden alma/atamaların olup olmayacağı takip ediliyor.
AĞBAL’DAN İLK AÇIKLAMA
Ağbal TCMB başkanı olarak ilk açıklamasını ise bu sabah yaptı. Açıklamada, fiyat istikrarı için tüm araçların kararlılıkla kullanılacağına dikkat çekildi. Ağbal PPK’ya kadar mevcut durumun gözden geçirileceğini; oluşacak veri ve değerlendirmelerle gerekli politika kararları alınacağı vurgulandı.
Albayrak’ın istifası ile birlikte TL’de başlayan değer kazancı Ağbal’ın mesajları ardından ise belirginleşmiş durumda. Şekerbank Başekonomisti Gülay Elif Yıldırım, “Ağbal’ın bu sabah gerçekleştirdiği açıklama ile birlikte piyasadaki soru işaretlerini gidermesi önemliydi. Açıklama TL’de olumlu etki yarattı. Belirsizlik piyasayı rahatsız eder. Geçen hafta ara toplantı olacak mı olmayacak mı belirsizliği piyasada fazlasıyla vardı ve TL üzerinde ciddi bir baskı unsuruydu. Ağbal mesajında çok net şekilde bu belirsizliği ortadan kaldırıldı” dedi.
Atama ve istifalar öncesi TL’nin dolar karşısındaki son 3 yıldaki değer kaybı %55 civarındaydı. Bu verilere göre 22 gelişmekte olan para birimi değerlendirildiğinde TL açık ara en çok değer kaybeden para birimi konumunda. TL’nin bu yılki kaybı ise %30 seviyesinde.
Ağbal görevi Uysal’dan devralmasının ardından Cumartesi günü TCMB’nin mevcut yöneticileri ile gerçekleştirdiği istişarelerin ardından dün de banka genel müdürlerinin de yer aldığı sektör temsilcileriyle görüşme yaptı. Sektör yetkilisinden alınan bilgiye göre görüşmelerde makroekonomik gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. Ağbal banka genel müdürlerinden beklentilerini ve yapılması gerekenlere ilişkin görüşlerini aldı.
'10 GÜN SONRA İLK ADIMI GÖRECEĞİZ'
Yıldırım 'Ağbal'ın 19 Kasım'da şeffaf şekilde kararlar alınacağı, tüm politika araçlarının kullanacağı ki piyasa bunu faiz artışı adımının atılacağı yönelik bir mesaj olarak gördü. Bu mesajın hemen bu sabah piyasa açılışı öncesi yer alması önemliydi. Dün geç saatlerde Ağbal banka genel müdürleriyle buluşarak, piyasanın sesini ve bir anlamda yapılması gerekenleri de dinledi. Dolayısıyla piyasanın ne istediği konusunda rasyonel bilgilendirmelere sahip olarak 10 gün sonra ilk adımı göreceğiz. Piyasa açısından 10 gün süre de gayet makul çünkü bir yandan da ekonomi yönetiminin de netleşmesi lazım. Tüm bu gelişmeler TL pozitif bir fiyatlamanın ana nedenleri' dedi.
TL’de Merkez Bankası’nın piyasa beklentilerini karşılamayan Ekim ayı faiz kararından beri neredeyse her gün değer kaybı ve negatif ayrışma yaşanıyordu. Bankacılar TL’deki değer kaybı ve ayrışmayı; düşük faiz, yüksek enflasyon ve azalan rezervlere karşın devam eden dış finansman ihtiyaçları başta olmak üzere Türkiye’ye özgü risklere bağlıyorlardı. ABD seçimleri, jeopolitik gelişmeler ve küresel piyasalar da sürece etkili ediyordu.
Albayrak, görevinden istifa etmeden önceki son açıklamasında döviz kurunda beklentinin çok üstünde bir dalgalanma yaşanmadığını, dolara müdahalenin de henüz düşünülmediğini söylemişti. Albayrak dövizi faiz üzerinden baskılamanın mümkün olduğunu ancak faizi yükseltmenin tercih edilmediğini de belirtmişti.
Ancak Reuters’da hafta sonu yayımlanan bir haberde Albayrak’ın görüşlerinin aksine TL’ye yansıyan değer kayıplarının ekonomide yaşanan bir çok olumlu gidişin önüne geçer bir durum oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Yetkililer siyaseten de anketlerde ekonomideki uygulamaların sonuçlarının oy destek anlamında kendini göstermeye başladığını da vurguluyor.
Son dönemde rekabetçi TL söylemiyle birlikte uygulanan politikalar yabancı yatırımcıların portföylerinde sert azalışların yanında kamunun 2019’dan beri 130 milyar dolara yaklaşan döviz arzı ile sonuçlandı.
Buna karşın TL’nin getirisini yeterli görmeyen lokal yatırımcılar bu yıl döviz ve altın cinsi mevduatlarını 27.4 milyar dolar artırmış durumda.
Yabancı yatırımcılar Türk hisse senetlerinde yılbaşından beri 5.8 milyar dolar satış yaptı. Yıllarca TL cinsi iç borçlanma piyasasında %20-25 ağırlığa sahip yabancılar bugünlerde bu oranı %3’lere kadar düşürmüş durumda. DİBS’de bu yıl yabancı çıkışı 7.6 milyar dolar.
Dolayısıyla hem lokal hem yabancı yatırımcılar TL’ye güvenmekten şu an uzaktı. Bankacıların ilk izlenimleri bugün hem yabancı hem de lokal yatırımcıların dövizden TL’ye geçişinin belirginleştiği yönünde. Zaten bu süreç %5 kazanç olarak TL’ye yansıyor.
TCMB’nin likidite adımlarıyla birlikte ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti Cuma günü 5 baz puan artışla %14.12 seviyesine yükseldi. Temmuz ortasından beri 650 baz puanın üzerinde sıkılaştırmaya gidildi ve fonlama maliyeti Aralık 2019’dan beri en yüksek orana çıktı.