yılı ilk iki çeyreğini olumsuz etkilemesi muhtemel bu gelişme için eskiden uygulanan İstanbul Yaklaşımı gibi kapsamlı bir programın gündeme gelebileceğini vurguladı.
Takipteki alacak yönünü yukarı çevirdi
Pandemi ile birlikte bankalarda takipteki alacak oranı gerilemeye başlamıştı. Bunun en büyük nedeni ise gecikmeye giren kredilerin takibe atılmadan önce 90 gün beklemenin 180 güne çıkarılması idi. Bu pandemi döneminde takipteki alacak oranını da alacak miktarını da düşürdü. Ancak takipteki alacaklarda yeniden bir yükseliş trendi başlamış görünüyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) haftalık verilerine göre 9 Ekim itibariyle bankacılık sektöründe ticari ve diğer kredilerde takibe düşen alacak miktarı 132 milyar 207 milyon liraya çıktı. Bir önceki hafta 131 milyar 322 milyon lira seviyesindeydi. Bir haftada 885 milyon liralık artış yaşandı. Bankaların sahiplik yapısına göre incelendiğinde ise yerli özel bankalarda 9 Ekim'de 49 milyar 77 milyon lira olduğu, yabancı bankalarda 44 milyar 669 milyon, kamu bankalarında ise 38 milyar 461 milyon liraya ulaşıldığı görülüyor.
2021'in ilk iki çeyreği için olumsuz
Konuya ilişkin bilgi veren kaynaklar Diriteks’in durumu gibi haberleri çok duyduklarını ve daha çok geleceğini belirtti. Başta enerji şirketleri olmak üzere daha önce yapılandırılan krediler konusunda şirketlerin pandemide ikinci dalga endişeleri ve ekonomik toparlanmanın sınırlı kalması nedeniyle bir hayli zor durumda olduğu kaydediliyor. Ve Borsa İstanbul’da bankacılık endeksinin sanayi endeksinin gerisinde kalmasının da en önemli nedeninden biri olarak bu geri ödeyemem riskinin olduğu dile getiriliyor. Uzmanların verdiği bilgiye göre bu ödeyememe problemi makroekonomik büyüklükler açısından 2021’in ilk iki çeyreği için olumsuz bir görünüm yaratıyor.
Bankalar serbest karşılık ayırıyor
Bilgi veren konuya yakın kaynaklar bu sorunun bankalara da olumsuz yansıyacağını belirterek bankacılık sektörünün karları iyi gelse de aslında görünenden daha yüksek seviyelerde kâr elde edildiğini kaydetti. Bankaların kredilerin geri ödenmemesi riskine yönelik olarak serbest karşılık ayırmaya başladığına dikkat çeken kaynaklar bankaların bu riski ciddiye aldığını da vurguladı. Kaynaklar önümüzdeki dönemde yeniden borç ötelemesi İstanbul Yaklaşımı gibi bir programın gündeme gelmesinin çok büyük bir ihtimal olduğunu dile getirerek başka türlü bir çıkışın zor olduğunu kaydetti.