Mart ayından bu yana piyasaların değişmeyen gündemi salgın hastalık. Aşı çalışmalarında umutların ertelenmesi ve artan vaka sayılarıyla pandemi (salgın hastalık) tekrar piyasaları tedirgin etti. Son günlerde bu gelişme fiyatlamaya başladı. Borsalarda, altın ve petrol fiyatlarında düşüş görülürken ekonomik toparlanmaya işaret eden verilerin etkileri çok sınırlı kaldı. Borsa İstanbul’da üçüncü çeyrek bilanço açıklamaları devam ediyor. Ancak olumlu gelen bilançolara rağmen hisse fiyatları üzerindeki etkileri genel havadaki görünüm nedeniyle çok zayıf. ABD üçüncü çeyrekte yıllık yüzde 33 ile rekor büyürken ABD Borsaları düşüşte. Mevcut durumda düzelme var ama salgın hastalıkta vaka sayılarının yeni rekorlar tazelemesi nedeniyle beklentiler kötüleşti. Almanya’da tedbirler üst düzeye çıkarılırken Fransa’da sokağa çıkma yasağı geldi. Türkiye’de de vaka sayılarında artış yaşanıyor. Dünyada hal böyle olunca ülke ekonomilerinde tekrar ‘kapanma riski’ piyasaları tedirgin etti.
ÇALKANTILI SEÇİM
Diğer yandan bazı kesimlere göre çalkantılı geçmesi beklenen “3 Kasım ABD Başkanlık Seçimi” var. Joe Biden’in anketlere göre önde görülüyor. Bir önceki seçimde gördüğümüz üzere seçim sürprizleri olabiliyor. Bu açıdan Trump’ın kazanma olasılığını da dikkate almakta yarar var. İç piyasaların Biden kazanırsa mevcut algıya göre tepkisi olumsuz olacak gibi. Yine de seçim sonuçlarını görmek ve ona göre pozisyon almak yerinde olacak. Dışarısı durulmadan iç piyasaların denge bulması zor. Temkinli görünüm ve dalgalı seyrin bir süre daha devamı olası görülüyor.
YENİ TEŞVİKLER YOLDA
Piyasaların beklediği ve tartışmalarını çok yakından izlediği ABD 1.8 trilyon dolarlık teşvik paketi seçim sonrasına kaldı. Erteleme olumsuz algıya neden olurken bu defa Avrupa Merkez Bankası’ndan aralık ayı için yeni bir teşvik sinyali geldi. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde, geçen perşembe günkü toplantı sonrasında yaptığı açıklamalarda ekonominin beklenenden daha hızlı ivme kaybettiğini, aralık toplantısı için tüm araçların gözden geçirileceğini söyledi. Eğer vaka sayılarında artış ve ekonomilerin kapanma riski devam ederse büyük olasılıkla yeni teşvikler gelecektir. Onca desteğin ardından ülke ekonomilerinin hala merkez bankaları ve hükümetlerin teşviklerine ihtiyaç duyması pandeminin verdiği tahribatın büyüklüğünü gösteriyor. Şartlar bir süre daha Keynesyen politikaları gerektiriyor. Başka bir çözüm henüz bulunmuş değil.
MERKEZ’İN ENFLASYON TAHMİNİ YÜKSELDİ
TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, geçen hafta içi “Enflasyon Raporu” sunumunda TCMB’nin 2020 enflasyon hedefini tekrar yükseltti. 2020 TÜFE tahminini yüzde 8.9’dan yüzde 12.1’e, 2021 yıl sonu TÜFE tahmini yüzde 6.2’den yüzde 9.4’e çekildi. Beklenen bir durumdu. Döviz kurlarındaki yükseliş ve kur geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkileri malum. 3 Kasım’da açıklanacak ekim enflasyonu (TÜFE) yüzde 2’nin, yıllık enflasyon ise tekrar 12 seviyesinin üzerinde bekleniyor. Döviz kurlarındaki yükselişi dikkate alarak kasım toplantısını beklemeden olağanüstü toplantı ile bir faiz arttırımı gelir mi diye sesli düşünen bir kesim oluşmadı değil. Ancak son toplantının çok yakın bir tarih olan 22 Ekim’de yapıldığını hatırlatmak gerekecek. Bu açıdan şimdilik bu olasılık zayıf görülmekle birlikte bunu biraz da döviz kurlarının seyri belirleyecek gibi. Rezervlerdeki aşınma nedeniyle en etkili silah faiz gibi duruyor. Diğer yandan TCMB sıkı para politikasına devam edeceğini açıkladı. Ancak sıkı para politikası ve faiz artırım hamleleri döviz kurları üzerinde bu aşamada çok da etkili olmuşa benzemiyor. Piyasalar geçtiğimiz aylardaki “düşük faiz, yüksek kur” görünümünden son aylarda “yüksek faiz, yüksek kur” görünümüne geçmeye başlamış görülüyor. Hem faiz hem de kur artışı ekonomik aktivite ve şirket kârlılıkları üzerinde olumsuz etkiler yapabilecek gelişmeler. Bu açıdan döviz kurlarının bir an önce istikrara kavuşması oldukça önemli. Kurlarda yeni denge oluşumu için iç gündem kadar ABD Başkanlık seçim sonuçları ve dış piyasalardaki gerginliğin azalması da önemli olacak. TCMB’nin bu durumda yeni bir tavır ve politika belirlemesi muhtemeldir.
ALTIN TOPARLANAMIYOR
Salgın hastalıkta hızla artan vaka sayıları, ekonomilerin kapanma riskleri, ABD teşvik paketinin seçim sonrasına kalması ve güvenli liman olarak tekrar ABD dolarının öne çıkarak değer kazanması altın fiyatı üzerinde baskı yapmaya neden oldu ve tekrar 1.900 doların altına salınım gösterdi. Son Avrupa Merkez Bankası toplantısında yeni teşvik sinyali ve güvercin tonda açıklamalar Euro’ya değer kaybettirirken dolardaki değerlenmeye katkı yaptı. Ayrıca Avrupa’da kapanma haberlerine karşılık ABD’de üçüncü çeyrek yüzde 33’lük büyüme ve olumlu ekonomik veriler dolara destek veren diğer gelişmeler. Altındaki yükselişi fırsat olarak görüp nakit ihtiyacındaki bazı ülke merkez bankalarından gelen satış haberlerini de dikkate almak gerekir. Ancak satışlar bu aşamada oldukça çok sınırlı görülüyor. Borsalar ve altın ile birlikte diğer dikkat çeken düşüş petrol fiyatlarında oldu. Ülke ekonomilerinde kısıtlayıcı tedbirler ve kapanma riskleriyle birlikte ABD ham petrol stoklarının beklentilerin oldukça üzerinde gerçekleşmesi (beklenti 1.2 milyon varil, gerçekleşeme 4.3 milyon varil) petrol fiyatını aşağıya çekti ve Brent petrol fiyatı 40 doların altına iyice alıştı.
BORSALAR KAZANIMLARINI GERİ ALIYOR
Gerek dış borsalar gerekse Borsa İstanbul mart ayından bu yana olan kazanımlarını geri alıyor. ABD, Almanya başta olmak üzere dış borsalar, gerekse Borsa İstanbul’da son zirve seviyelerinden bu yana yüzde 10-15 oranında geri çekilmeler söz konusu. Ancak Mart ayındaki dip seviyelere bakıldığında, primli görünüm karunmakla birlikte gelen satışlar bu aşamada düzeltme ve kâr satışları boyutunda. Bu açıdan destek seviyelerinin yakından izlenmesinde yarar var. Borsa İstanbul özelinde bahsedilecek olunursa son aylarda şirket bazlı fiyatlamalar temel veri ve analizlerden oldukça uzaklaşmıştı. Spekülatif hisseler daha çok öne çıkmıştı. Piyasalarda hava bozulmasıyla temel ve teknik analiz verilerinin önemi tekrar hatırlanabilir.
BORSADA SATICILI SEYİR SÜRÜYOR
Borsada kâr satışlarıyla başlayan düşüş derinlik kazanmaya başladı. İlk destek 1.095 seviyesinde görülürken çıkış trendinin korunması açısından bu seviyenin üzerinde kalınması önemli olacak. Aksi takdirde sonraki destekler 1.070-1.065 ve 1.020 seviyelerinde bulunuyor. Olası tepki alımlarının ilk dirençleri ise 1.126 ve 1.157 seviyelerinde. Tepki çıkışının devamı için 1.157 seviyesinin geçilmesi gerekecek. Sonraki dirençler 1.180 ve 1.225 seviyelerinde. Destek seviyelerinde tepki alım denemeleri görülse de satış baskısı korunabilir.
DOLAR/TL KURUNDA DİRENÇLERE DİKKAT
Dolar/TL kurunda yükseliş trendi devam ediyor. İlk önemli dirençler 8.40-8.45 seviyelerinde. Bu seviyelerde kâr satışları görülebilir. Çıkışın devamı için 8.45 seviyesinin üzerinde kalınması gerekecek. Geri çekilmelerde ilk destekler ise 8.30-8.26 seviyelerinde. Bu seviyenin altında verilecek destek ise 8.22 olarak görülüyor. Çıkış hareketi gücünü korumakla birlikte direnç seviyelerinde kâr satışları görülebilir.