Dokuz haftalık yükselişini 10’uncu haftaya taşıyan dolar 8.2333 TL seviyesine çıkarak yeni bir rekor kırdı. 2018 yılındaki hareketi tekrarladığı görülen kurda yükselen ivme korunuyor.
Gündemin ilk sırasında ABD seçimleri var. Seçim heyecanından çok 2 trilyon dolarlık mali teşvik paketinin hayal kırıklığına dönmesi fiyatlanıyor. Havalar soğumaya başladı ve koronavirüs vaka sayısında artış var. Bu da piyasalar üzerinde satış baskısı yaratıyor. Avrupa’da önlemler artıyor. Ekonomik aktivitenin sekteye uğrayacağı endişesi euro/dolar paritesinin 1.1770 seviyesine gerilemesine neden oldu. Kurda 2018 hareketine döndük.
Öngörülebilirlik…
Yurtdışında risk iştahı azalırken ekonomi cephesinde öngörülebilirliğin zayıflaması, Merkez Bankası’nın iletişim politikasındaki zayıflıklar TL’den kaçışı hızlandırırken dolar yükselişte hız kesmiyor.
Dolar/TL 8.2333 seviyesine yükselirken 2018 yılındakine benzer bir çıkış yaşıyoruz. Türk Lirası diğer gelişmekte olan para birimleri ile negatif yönde ayrışıyor. Dolar kuru bir haftada yüzde 3.52 değer kazanırken yılbaşından bu yana artış oranı yüzde 35.93 oldu. Dolar kurundaki yükselişte reel getiri arayışında olan yatırımcıların alımları etkili olmaya devam ediyor. Kurların yükseleceğine dair beklentinin korunması dövizde satıştan çok alımları destekliyor. Bu da sığ piyasa hareketleriyle kuru yukarı taşıyor.
Sığ hacimle yükseliyor
Dolar kurunda spot piyasada zayıf hacim fiyat hareketlerindeki marjların daralmasına yol açıyor. Piyasaların hareketli olduğu günlerde 10 milyar dolara çıkan spot piyasa döviz işlemleri 20 Ekim’de 2.3 milyar dolara kadar geriledi.
Swap işlem hacmi ise 2.9 milyar dolar. Bir gerçek var ki, TL varlıklar eskisi kadar yurtdışı fonların ilgi alanında değil. Bankaların Türk Lirası karşılığı döviz işlem hacimlerinde ciddi düşüş var. Yabancı para girişinin sağlanamaması ve mevcut döviz birikimlerinin de çözülmemesinin sonucu kurun tırmanışı olarak dönüyor.
Piyasa faize odaklandı
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 27 Ekim’de uluslararası yatırımcılarla bir araya geldi. Bu konferansın detayları arasında en önemli başlık, Türkiye’nin sermaye kontrolü gibi bir niyetinin olmadığının altının kalın bir şekilde çizilmesi ve Türkiye’nin en liberal ülkelerden biri olduğunun hatırlatılmasıydı.
Faizde artış işareti mi?
Kur yükselirken piyasalar faize odaklandı. Yabancı analistler iki nedenden ötürü faizin öne çıktığını belirtiyor. Birincisi Ağustos 2018’de olduğu gibi lirada değer kaybı. İkincisi döviz rezervlerinin düşüklüğü. TL’nin güçlenmesi için yabancı sermaye akışının sağlanması ve yerli yatırımcıların reel getiri ile dövizden TL’ye kaymasında kilit faktör olarak faizler görülüyor. Merak edilense TCMB’nin nasıl bir aksiyon alacağı.
Yılın son enflasyon raporundaki enflasyon beklentisinin yüzde 12’ye çıkması bir faiz artışının gündeme gelebileceğine dair işaret olarak yorumlanıyor.