Dünya Bankası Türkiye Program Lideri Habib Rab, Bloomberg HT’ye konuştu. Pandeminin yol açtığı ekonomik istikrarsızlığın gölgesinde küresel büyüme verileri ve Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Habib Rab, “Bazı büyük ekonomilere baktığımız zaman, perakende satışları ve sanayi üretimi açısından toparlama sinyalleri verdiklerini görüyoruz” dedi.
Rab, 3. çeyrek verileri sonrası küresel büyümede revizyona gidebileceklerini söyledi.
“BELİRSİZLİK VAR”
Dünya ekonomilerde hala büyük bir belirsizliğin olduğunu vurgulayan Habib Rab, küresel değer zincirindeki büyük şirketlerde gelir kaybı olduğunu fakat küresel değer zinciri ekonomisinin tüm olumsuzluklara rağmen hala güçlü kalmaya devam ettiğini belirtti.
Habib Rab pandemi şokunun düşük gelirli kişileri daha çok etkilediğinin altını çizdiği değerlendirmesinde, “Birçok düşük gelirli hane halkının eğitim ve sağlık harcamalarını karşılayamadıklarını görüyoruz. Önümüzdeki yıl yoksulluğun daha da artacağını tahmin ediyoruz. Eşitsizlik konusunda ciddi endişelerimiz var.” dedi.
TÜRKİYE AÇIKLAMASI: SALGIN CİDDİ ŞEKİLDE ETKİLEDİ
Pandemi sürecinde Türkiye'de para politikası genelinde atılan adımlar ve mali teşvik planları hakkında yorumlarını paylaşan Rab, diğer dünya ekonomileri gibi Türkiye'nin de ikinci çeyrekte Covid-19 salgınından ciddi bir şekilde etkilendiğini dile getirdi.
Bu süreçte ülke genelinde “hedefli mali yardımlar ve vergi indirimleri oldu.” diyen Rab, TCMB'nin pandemi sürecinde ihtiyaç duyulan likiditeyi sağladığını söyledi.
Kısa vadede bu adımların istikrar sağlayacağını düşündüklerini ifade eden Habib Rab'a göre, Türkiye diğer gelişen piyasa ekonomilerine göre daha güçlü durumda.
PARA POLİTİKASINI GEVŞETMELİ
Türkiye'nin diğer ekonomiler gibi salgının etkileriyle mücadele edebilmesi için para politikasını gevşetmek zorunda kaldığını belirten Rab, “Şimdi sıkılaşmanın da düşünülmesi gerekli. Sıkılaşma kısa vadede büyümeyi etkileyebilir fakat bunun gerekli bir adım olacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin kısıtlı şokları absorbe edebilme alanı var” dedi.
Değerlendirmesinde son olarak Türkiye'deki şirketlerin borç yapılandırmalarına dikkat etmeleri gerektiğinin altına çizen Rab, doğrudan yabancı yatırım çekmenin kritik bir öneme sahip olduğunu söyledi.