“Merkez Bankası’nın ‘Ben piyasayı bu faizle düzenleyeceğim, aslolan bu orandır’ dediği politika faizi yüzde 8.25’te duruyor durmasına da, ortalama faiz beş buçuk ay aradan sonra yeniden çift haneye çıktı bile…” diye yazan Alaattin Aktaş, faizlerin belli edilmeden arttırıldığını ifade etti.
Alaattin Aktaş’ın yazısı şöyle:
“-Görünürde faiz artırmayan Merkez Bankası, 2018'in mayıs ayında "Benim politika faizim haftalık repo ihale faiz oranıdır" demişti. Kuralı koyan Merkez Bankası, şimdi de bozdu.
– Haftalık repo ihale faizi ile ortalama fonlama maliyeti arasındaki paralellik tümüyle bozuldu ve ortalama faiz beş buçuk aydan sonra yeniden çift haneye çıktı.
Merkez Bankası’nın “Ben piyasayı bu faizle düzenleyeceğim, aslolan bu orandır” dediği politika faizi yüzde 8.25’te duruyor durmasına da, ortalama faiz beş buçuk ay aradan sonra yeniden çift haneye çıktı bile…
Merkez Bankası’nın ortalama fonlama maliyeti 27 Ağustos’ta tam yüzde 10, 28 Ağustos’ta yüzde 10.02 olarak gerçekleşti; 31 Ağustos ve 1 Eylül’deki oranlar ise yüzde 10.15 oldu.
Ama politika faizi artmadı, yüzde 8.25’te duruyor!
Kağıt üstünde yazılı faiz yüzde 8.25, fiilen uygulanan yüzde 10’un üstü!
Üstelik fiilen uygulanan orana yüzde 8.25’ten de gelinmedi. Ortalama fonlama maliyeti 16 Temmuz’da yüzde 7.34’e kadar düşmüştü, yani bir buçuk ayda bu faiz neredeyse 3 puan artmış oldu.
Sorsan, Merkez Bankası “Faiz artışı mı, yoo” diyebilir ve başı da ağrımaz.
Yalnızca Merkez Bankası mı, siyasiler de pekala “Bakın biz faizi nereden nereye getirdik” görüşünü dile getirebilir.
Hani giderek daha çok dillendirilir oldu ya, “İçinde yaşamıyor olsan, Türkiye bayağı eğlenceli bir ülke” diye. İşte faizde olup bitenler de bu eğlencenin ekonomi ayağına ilişkin tipik bir gösterge.
Aslında ekonomiyle ilgili o kadar çok örnek var ki…
Örneğin, biz artık rekabetçi kura geçmişsek, kuru tutmak için ne diye durmaksızın döviz satıyoruz?
Örneğin küçülme oranıyla ilgili olarak elmayla armut misali nasıl oluyor da tümüyle farklı yöntemlerle hesaplama yapan ABD ile Türkiye'nin oranlarını kıyaslayabiliyoruz?
GRAFİK ÇOK ŞEY SÖYLÜYOR
Merkez Bankası’nın politika faizi olarak ilan ettiği faizle ortalama fonlama maliyetinin yılın ilk sekiz ayındaki düzeyini gün gün grafiğe aktarınca Merkez Bankası’nın bu dönemde nasıl bir politika yürüttüğü daha kolay anlaşılıyor. Dikkat çeken yönleri sıralayalım:
• Merkez Bankası ilk üç ay piyasayı ortalama fonlama maliyeti politika faizinin bir miktar altında oluşacak şekilde fonluyor.
• Koronanın ekonomiye olan etkisinin zirve yaptığı nisan ayında ortalama fonlama maliyeti ile politika faizi arasındaki fark biraz daha açılarak piyasaya daha ucuz kaynak aktarılıyor.
• İki oran arasındaki makas mayısta biraz daraltıldıktan sonra haziran ve temmuzda iyice açılıyor. Ne var ki piyasayı paraya boğmanın yan etkileri ortaya çıkmaya başlıyor, kurdaki tırmanış karşısında çareyi piyasaya daha az ve daha maliyetli para vermekte bulan Merkez Bankası önlem arayışına giriyor.